Hürriyet

19 Aralık 2010 Pazar

Günlükten Notlar 24

* Merhaba
* Her yağmur yağdığında "Hiç kimsenin, yağmurun bile, böyle küçük elleri yoktu", her fırtına çıktığında "Fırtınam, felaketim, hasretim",her kar yağdığında "Karlar düşer, düşer düşer ağlarım, hep ismini hep ismini anarım" diye bağırarak şarkı söyleyesim gelir ama bir çok insanı sesimle kaçıracağımdan dolayı mırıldanmakla yetinirim.
*Sene bitiyor, her yerde 2011 yılı size neler getirecek haberleri ile karşı karşıyayım birde işim gücüm yok okuyorum ama ünlü olacağımdan hiç bahsetmiyor, sıkılıyorum. Hüzün çöküyor üzerime. Bir de aklıma şu takıldı, burcum ikizler, yükselen burcum da ikizler, bu durumda dördüzler olmuyor muyum ben?
*”Yılbaşında kırmızı donun uğur getirdiği hurafedir, Müslümanın hurafeye inanması tehlikeli ve Allah'a şirk koşmaktır.” imza "Bolu Müftüsü". Bu bir hurafe gerçekten. Nerden mi biliyorum, Ben denedim olmadı, %100 çalışıyor.
 *"Beni Mahsun'la değil Chaplin'le kıyaslayın" lafı, yeni filminin gösterime girmeye hazırlayan Özcan Densiz'e ait.1913 yılında sinemaya atılan ve dönem koşulları altında, yapılamaz, imkansız, denen birçok şeyi çekip başaran, adını altın harflerle Dünya sinema tarihine yazdıran Charles Chaplin ile kıyaslanmak kimseye düşmez bence, düşmemeli. Böyle bir kıyaslamanın lafını etmek bile ayıp bence.
*TBMM İçişleri Alt Komisyonu'nun pompalı tüfek sahibi olmak için yaş sınırını 18, diğer silahlar için 21 olarak belirleyen raporu ne güzel değil mi? Yasa tasarısı meclisten geçerse herkes 5 silah sahibi olacak. Hep beraber söylüyoruz " Burası Teksas Türkiyeeeee". "Biz burda yabancıları sevmeyiz, çeker vururuz, yabancı!"
*Yumurtayı ruhsata bağlasınlar bence. En etkili silah yumurta hatta yumurta ağır silahlar kategorisine sokulsun. Bakkaldan her yumurta alan takip edilsin. Eve mi gidiyor, mitinge mi diye? Bekara, öğrenciye de yumurta verilmesin.
*“Faceebook, Twitter gibi ahlaki değerleri çürüten etkili ağlar insanları birbirine düşman ediyor.”(Yeni Dinayet İşleri Başkanı) Çok ahlaksızım sanırım ben, düşmanım yok ama Facebook hesabım, twitter hesabım, blogum, birkaç sitede üyeliğim var. Acaba ahlaki değerlerim ne kadar çürümüştür, dost dost diye nicesine sarıldıklarım düşman mıdır?
*Parasız eğitim isteyen, birkaç yüz liralık okul harcını ödeyemeyen öğrencilere, Emre Aköz önerilerde bulunmuş efendim. Tüm devlet üniversiteleri paralı olacakmış, ancak okula giderken ücret ödemeyecek, hayatını kazanmaya başladıktan sonra ödeyecekmiş. Ödeme süreci, öğrencinin (diyelim ki) borcunun 10'da biri kadar ücret almasıyla başlayacakmış. Yani 50 bin lira borcu olan, 5 bin lira kazanmaya başladıktan sonra ödeme yapacakmış. Söyleyin bakayım, hanginiz 5 bin lira maaş alıyorsunuz. Söyleyin söyleyin çekinmeyin. Adam koskoca (hakikatten kocaman yalnız) köşe yazarı olmuş. Birşey biliyor ki yazıyor. 5 bin lira maaş alanlar, biraz çıkma yapsanıza bana, maaşım yükselince öderim. Söz.
*Öperim hepinizi. İyi bakın kendinize.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Eline sağlık, güzel olmuş. :)

Ahlakına karışmam da, ben gerçekten de Facebook vb. sitelerin insanları birbirine düşman ettiğini düşünüyorum... Gruplarda, sayfalarda vs. insanlar birbirini kışkırtabiliyor...